Buça Cadıları: Kadınların Hava Savunma Mücadelesi
Buça’da eli silahlı ‘Cadılar’, Rusya’nın silahlı insansız hava araçları ile birlikte karanlık çöktüğünde ortaya çıkıyor.
Neredeyse tamamı kadınlardan oluşan gönüllü bir hava savunma biriminin parçası olarak faaliyet gösteriyorlar.
Ukrayna’da erkekler cepheye gönderildikçe, daha fazla kadın eline silah almak zorunda kalmaya başladı.
Kendilerine Buça Cadıları adı verilen grup gece vardiyasında görev yapıyor. Gündüz ise öğretmen, doktor ve hatta manikürcü olarak çalışıyorlar.
Rusya gece saatlerindeki saldırılarında insansız hava araçlarını, genelde bir füze yağmuru öncesi, hava savunma sistemini yormak için gönderiyor.
Buça, 2022’deki işgalin
Birçoğu, o gün hissettikleri güçsüzlüğü bir daha yaşamamak için silahlandıklarını anlatıyor.
Cinayet, işkence ve kaçırma dahil ilk aylarda yaşananlar ancak Ukrayna güçlerinin Mart ayı sonunda bölgeyi kurtarmasından sonra ortaya çıkmaya başladı.
Valentina, “Bu görevi yapabilirim. Ekipmanlar ağır ama biz kadınlar bunun altından kalkabiliriz” diyor.
Birkaç saat sonra bölge genelinde bir hava alarmı verildiğinde de bunu gösterme fırsatı yakalıyor.
Birlik bir kamyonetle ormanlık alandaki üs bölgesinden ayrıldı ve belirlenen noktada silahlarla araçtan indi.
Tuttukları makineli tüfekler başka bir dönemin savaşına ait. 1939 yapımı iki Maxim ve Sovyet döneminden kalma kızıl yıldız damgalı mühimmat kutularını görüyoruz.
Ellerindeki mühimmat bu. Ukrayna en iyi silahlarını cephe hattına göndermek zorunda ve sürekli müttefiklerden yenisini istiyor.
‘Korkutucu, evet ama doğum yapmak da öyle’
Silahlar eski olsa da bakımlı ve Buca Cadıları yaz aylarından bu yana bu silahlarla üç insansız hava aracı düşürdüklerini söylüyor.
Valentina kendi rolünün, insansız hava araçlarının sesini dinlemek olduğunu söylüyor: “Gergin bir iş. Ama odaklanmamız, en ufak bir sesi bile duymamız gerekiyor.”
Inna da 50’li yaşlarının başında ve bu gece ilk görevlerinden birine çıktı:
“Korkutucu, evet ama doğum yapmak da öyle ve ben üç kez doğum yaptım” diyerek gülüyor.
Bir matematik öğretmeni olan Inna, bazen derse girmek için ormandan aceleyle geri dönmek zorunda kaldığını anlatıyor:
“Giysilerimi ve topuklu ayakkabılarımı arabada tutuyorum. Biraz ruj sürüyorum ve derse giriyorum. Sonra arabaya geri dönüyorum, köşeyi dönüp hızlıca üstümü değiştiriyorum.
“Erkekler gitti ama biz buradayız. Ukraynalı kadınlar neyi başaramaz ki? Biz her şeyi yapabiliriz.”
Ufukta bir yerlerde, kendi devriye bölgelerinin üzerindeki tehlikeleri tespit etmeye çalışan başka bir grubun gökyüzüne doğrulttuğu ışık huzmesi görünüyor.
Gönüllü birliklerin toplam sayısı veya bu birliklerde kaç kadının bulunduğu kamuoyuna açıklanmıyor.
Rusya’nın neredeyse her gece gönderdiği patlayıcı dolu insansız hava araçlarına karşı, kasaba ve şehirlerin dışında ek bir kalkan görevi görüyorlar.
Cadılar birliğine dahil Yulia, bulunduğu konumdan, tabletindeki iki insansız hava aracını takip ediyor.
Bunlar komşu bölgenin üzerinde, bu nedenle Buça için yakın bir tehdit bulunmuyor. Ancak makineli tüfekler uyarı sona erene kadar yerinde kalacak.
Gönüllü birliğinin komutanlığını, çatışmaların en şiddetli olduğu doğu Donbas bölgesindeki Pokrovsk’tan yeni dönen iri yarı bir asker yapıyor.
Buça’da kadınlardan önce seyyar hava savunma birimlerinde 200 erkek görev yapıyordu ve çoğu askerlik hizmeti için uygun değildi.
Askerlik yükümlülüğü değişti
Ukrayna’nın seferberlik yasasını yenilemesi sonrası çoğu kendilerini cephede buldu.
Albay Verlati açık sözlülükle, “Adamlarımın yaklaşık yüzde 90’ı orduya katıldı ve diğer yüzde 10’u kaçtı, fareler gibi dağıldı” diyor.
“Neredeyse hiç kimsemiz kalmadı. Sadece bacakları olmayan, kafatasının yarısı bulunmayan erkekler.”
Gece savunma birimleri için ya seferberlik yaşı altı erkeklere başvurulacaktı ya da kadınlara görev verilecekti.
Verlati, “Önce şaka olarak başladı: ‘Hadi kadınları alalım!’.. Orduda kadınlara pek güvenilmiyordu. Ama bu sonradan gerçekten değişti” diyor.
Cadılar birliği, haftasonlarını kapsamlı bir askeri eğitim alarak geçiriyorlar.
BBC ekibinin ziyaret ettiği gün, bina baskını konusunda ilk eğitimlerini alıyorlardı. Bir çiftlik kulübesinin yıkıntıları arasında tatbikat yaptılar, kapıların etrafından tüfeklerini doğrultarak dikkatlice geçiyorlardı.
Aralarından bazıları diğerlerinden daha ikna edici görünse de tamamının bu göreve olan bağlılığı ve odaklanmışlıkları. Çünkü üniforma giymelerinin nedenleri derin ve kişiseldi.
Valentina zaman zaman iç çekerek, “İşgali hatırlıyorum. Dehşeti hatırlıyorum. Kendi çocuğumun çığlıklarını hatırlıyorum. Kaçarken gördüğüm cesetleri hatırlıyorum” diyor.
Ailesi Buça’dan yanmış tanklar, ölü askerler ve sivillerin arasından çıkıp, kaçtı. Bir Rus kontrol noktasındaki askerin, araba camını açmalarını söylediğini ve ardından oğlunun başına silah dayadığını anlatıyor.
İçinde sessiz bir öfke var.
Yaklaşık 1000 gündür devam eden topyekûn savaş sonrası ülkesinin büyük bir bölümüne çöken karamsarlığa rağmen, Valentina, Ukrayna’nın zaferine inanmayı sürdürüyor:
“Hayatımız değişti, tüm planlarımız altüst oldu. Ancak ben bu savaşın sonunu hızlandırmak için buradayım. Buradaki kızların da dediği gibi, biz olmadan bitmez.”
Kırık cam ve molozların üzerinde asker postallaryıla yürüyen ofis müdürü Anya da Cadılar birliğine gönüllü oldu.
52 yaşındaki kadın, askeri eğitimin kendisini güçlendirdiğini söylüyor:
“İşgal altında, varlığımın tamamen anlamsız olduğunu hissettim. Ne başkasına yardım edebiliyordum ne de kendimi savunabiliyordum. Silah kullanmayı öğrenmek istiyordum, böylece bir işe yarayabilirdim.”
Eğitmenlerle kadınlar arasında karşılıklı sohbetler, gülüşmeler oluyor. Ancak aynı gecenin ilerleyen saatlerinde, ormandaki üslerinde, içlerinden biri açılıyor ve korkunç bir hikaye anlatmaya başlıyor, “O gün Rusları bir daha asla affetmemeye karar verdim” diyor.
Buça’nın işgalinde Rus askerlerin e dair çok sayıda tanıklık anlatıldı.
Kadının bize anlattıklarının ayrıntılarını paylaşmayacağım ama bu kadın o andan beri suçluluk duygusuyla yaşıyordu.
Anlattığına göre ilk kez rahatlama hissettiği an, kendini, ailesini ve ülkesini savunmayı öğrendiği zaman oldu.
Bana sessizce, “Buraya gelmek gerçekten yardımcı oldu. Çünkü bir daha asla kurban gibi oturup bu kadar korkmayacağım” diyor.